kitabeler.gif

Karaca Ahmed Türbesi Kitâbesi

Kapi Kitabe.jpg

Kitâbe:

Ravza-i feyz-i fütûh-ı Karaca Ahmed'dir
Gel erenler oku bir fatiha kıl istimdâd
Eyledi zevcesi Fehmiyye Hânım rûhi içün
Matbah-ı Âmire me'mûru Ziya Bey bünyâd

1283

 

Karaca Ahmed Sebili Kitâbesi

Sebili Kitabe.jpg

Kitâbe:

Emîn-i matbah-ı âlî bu hayr-ı eyleyip icrâ
Zebân-ı teşnegânı menba'-ı zikr-i cemîl etdi
Sezâdır âb-ı cevherle yazılsa Âsıma târîh
Bu mâ-i Zemzemi gel iç Ziyâ Bey selsebîl etdi

1283

Karaca Ahmed

13. yüzyılın önemli kişilerinden biri de Karaca Ahmed’dir. Bir ruh hekimi olan Karaca Ahmed, tasavvuf derslerini Orta Asya'da iken almıştır.
Mirât-ı İstanbul’da Karaca Ahmed ile ilgili olarak aşağıdaki bilgi bulunmaktadır:
Karacaahmed
Haydarpaşa'dan Üsküdar'a gelen İzmit Caddesi kısmının en mürtefi bir mahallinde bulunup bu caddeden sağa giden Bağlarbaşı ve Nuhkapısı Caddesi ile Üsküdar'a inen kısmı beyninde ve kabristan içinde bir türbe-i şerifedir.
Bu zat-ı şerif Devlet-i Aliye-i Osmaniye'nin esna-yi tesisinde zuhur eden evliyaullah zümresinden bulunduğu ve İran'da bir hükümdar hanedanına mensup olduğu halde cezbeye mazhar olunca terk-i dar u diyarla Anadolu'ya gelerek Akhisar kurbunda bir mahallede tavattun etmiştir. Menakıp ve keramatı meşhur Hacı Bektaş-ı Velî ile muasır idi. Kabri mahall-i mezkûrda ziyaretgâh-ı enamdır. 1024'de (1615) vefat etmiştir. Türbenin kapısı üzerinde mahkûk olan tarih ber-vech-i âtidir:"

Sebil ve Turbe.jpg

Karaca Ahmed Sebili ve Türbesi.


Karaca Ahmed, hâlen İstanbul Üsküdar'daki büyük mezarlığa adını veren kişidir. Kendi adı ile anılan ve halk tarafından ziyaret edilen mescid içinde yatmaktadır. Mescidin biraz uzağında da atının mezarı vardır.
Anadolu’da Kösedağı savaşı ile Moğollar'a yenilen Selçuklu devleti yıkılmış ve 16 beyliğe ayrılmıştı.
Saruhan Oğulları dönemine ait 1371 tarihli bir vakfiyede Karaca Ahmed'in «Süleyman-ı Horasanî oğlu Karaca Ahmed» olarak adı geçmektedir. Annesinin adı ise «Sultan Ana»dır.
Bektaşî Velâyetnâmesi, «O'nun Hacı Bektaş-ı Velî ile çağdaş olduğunu» Hacı Bektaş-ı Velî'den tasavvuf dersi aldığını ve yıllarca derviş olarak hizmet ettiğini yazmaktadır.
Karaca Ahmed, Suluca Karahöyük'te Hacı Bektaş dergâhında kalıp, ondan ilham almıştır. Kendisine Hacı Bektaş-ı Velî tarafından, ordulara gözcülük yapma görevi verilmiştir. Bu nedenle bazı tarihçiler ona «gözcü» demektedirler.
Karahöyük dergâhında çilesini tamamladıktan ve «kemâl» olduktan sonra, Hacı Bektaş-ı Velî, Karaca Ahmed'i çağırıp nasibi olarak Hoca Ahmed Yesevî'nin kendisine verdiği «Dev»i Karaca Ahmed'in hizmetine verdi. Velâyetnâme'nin «dev» dediği bu hediyenin ne olduğu kesin olarakbilinmemektedir.
Karaca Ahmed, Hacı Bektaş Velî'nin ölümünden sonra Anadolu'nun birçok yerlerini dolaşmıştır. Birçok savaşta akıncılara öncülük etmiş, bir çok kahramanlıklar göstermiştir.
Kalabalık bir kafile ile göç eden Karaca Ahmed, sonunda Manisa civarına gelmiş ve Karahisar civarında ruh hastalarını tedavi etmeye başlamıştır. Karahisar beyi ona misafirperverlik göstererek evine. davet etmiştir.
Karaca Ahmed mendiline elma doldurarak beyi ziyarete gitmiş ancak Karahisar Beyi, Karaca Ahmed'in giyiminden hoşlanmıyarak onu geri göndermek istmişse de, o sırada yıllardır akıl hastası olan kızı Karaca Ahmed'i görür görmez sakinleşip, rahatlıyarak, kendine gelmiş ve bu nedenle Karahisar beyi kararından vaz geçip, Karaca Ahmed'in elini öpmüştür.
— Sen kimsin ve nereden geldin? Diye Karaca Bey sorunca. Karaca Ahmed kendini tanıtmıştır.
— Kızıma ne yaptın ki seni görünce düzeldi. Diye sormuş ve bir kez daha okumasını istemiştir.
Karaca Bey kızının iyileşmesine karşılık ona büyük bir arazi bağışlamış ve Karaca Ahmed bu araziye bir mescit yaptırarak akıl hastalarını orada tedavi etmeye başlamıştır.
Karaca Ahrned daha sonra İstanbul'a gelmiş ve Üsküdar'da yerleşmiştir. İşileştirdiği bir zengin;
— Atının dolaştığı bütün arazileri sana veriyorum... demiş, bu şekilde Karaca Ahmed büyük bir arazinin sahibi olmuştur.
Karaca Ahmed'in kurduğu birçok tekke ve ocak birer akıl hastahanesi olarak çalışmış ve halk arasında «Deli Tedavi Ocağı» diye adlandırılmışlardır.

 _______________________________________________________________________________________

  Rıza Paşa Çeşmesi Kitâbesi.

  Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi ve Kitâbesi

   Ayrılık Çeşmesi Kitâbesi

   Hacı Beşir Ağa Sütun Çeşmesi Kitâbesi,   Zevkî Kadın Çeşmesi Kitâbesi,

   Çinili Cami Cümle Kapısı,   Eyüp Sultan Türbesi Dış Duvarındaki Kitâbe,   Topkapı Sarayı Kubbealtı,

   Başkadın Meydan Çeşmesi,   Cihangir Camii,   Azap Kapısı Camii Kitâbesi,   Baba-Oğul Çeşmesi Kitâbesi,

   Karaki Hüseyin Ağa Camii,   Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi Mescidi,

   Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi,   Molla Aşkî Camii Kitâbesi,   Mahmud Paşa Camii Kitâbesi,

   Davud Paşa Camii Kitâbesi,   Mahmud Paşa Camii Cümle Kapısı İki Yanındaki Kitâbeler,

   Gülnûş Emetullah Vâlide Sultan Duvar Çeşmesi,   Ayazma Camii Çeşmesi    Mîmar Sinan Türbesi,

   Bursa Tekkesi (Arpacılar) Camii Kitâbesi,   Şemsi Paşa Camii Kitâbesi


vg_bilgisayarda.jpg

kitabeler_kucuk.gif

Bu bölümde çeşitli Osmanlı devri kitabelerinden örnekler sunulacaktır.
Bu kitabelerin bazılarının okunuşlarını da ayrıca vermekteyiz.
Hatalı okumalarımız olursa iletişim sayfamızdaki e-posta adresinden bilgi vermenizi önemli rica ederiz. Ayrıca, kitabelerin bulunduğu Osmanlı eseri hakkında da bilgiler verilecektir. Bu sayfamızda İstanbul'un kaybolan camileri hakkında da bilgiler vermekteyiz.


© 2011-2016 | H.Veysel Güleryüz